Astral Bedenin Fizik Bedenle Olan İrtibatı
Fizikî ve astral bedenler, oluşumlarındaki maddeler açısından birbirlerinden çok farklı olup, fizikî beden fiziki plana; astral beden de astral aleme aittir. Şuûr kütlesi, fizikî bedende toplandığı zaman, sadece fizikî âlemi fark edebilmekte, astral âlemi ise algılayamamaktadır. Şuûr kütlesi, astral bedende toplandığı zaman ise, sadece astral âlemi fark edebilmekte, fizikî âlemi algılayamamaktadır. Öyle görünmektedir ki, belirli şartların oluştuğu özel durumlarda, bu iki hâlin arasında, iki planın da kısmen algılanabildikleri diğer haller de mevcuttur.
Bu hallerin yaşanmasına en önemli etken hepimizde bulunan fakat hepimizde su üstüne çıkmayan Durugörü, Telepati, Astral Seyahat, Psikometri ve benzeri Duyular Dışı Algılamaları'mızdır. İşte Astral Seyahat de özellikle ruhsal dünyanın gizemli kapılarını aralamada önemli işlevlerde bulunmuştur. Örneğin rûh ve beden ilişkisinin nasıl gerçekleştiğine dair önemli ipuçlarının yakalanmasına sebebiyet vermiştir.
Kendiliğinden ya da belirli metodlarla astral seyahati gerçekleştirmiş olanlar, astral bedenin fiziki bedene bir kordon ile bağlı olduğunu fark etmişlerdir.. Bu olağanüstü tecrübeyle karşılaşanlar kordonu genellikle şu şekilde tarif etmişlerdir: "Elastikî bir ip, elastiki bir kablo, bir ışık sütunu, gümüş renginde bir ışık, duman gibi kordon, esrarengiz bir tesir akımı
vs.."
Genellikle bu kordona Parapsikoloji'de "gümüş kordon" denir. Astral Seyahat sırasında ne kadar uzaklara gidilirse gidilsin bu kordonun kopması mümkün değildir. Bu kordon, geniş bir frekans aralığında korkunç bir hızla dönen ve titreşen moleküller kütlesidir.
Fizikî bedenden dublenin ayrışması esnasında; bu ayrışmanın niteliğine bağlı olmak üzere, şuurumuz ya bu duble vasıtasıyla sadece fizikî sahalara nakledilir ya da şuurumuz yavaş yavaş astral sahalara doğru kaymaya başlar.[1]
Kaynaklar
[1] www.astralalem.com/?p=18
|