Gizemli İlimler Kütüphanesi

Astral Rüyalar Alemi

Resim

Astral Rüyalar Alemi

"Biliyorsun, şu anda rüyâ görüyorsun.!
Ama, ama ben uyanığım! Seni görüyorum.
Bedeninin dışındasın, bu bilinçli bir rüya.
Senin rüyâna girdim. Aynı rüyayı görüyoruz."


Astral, rüyalar âlemi, eterik maddenin bir üstü. Olmayan ülkenin sınırları. Eski çağlardan beri uyuyan insanların, bedenlerinden ayrılıp gezdikleri ve geri geldikleri düşünülürdü. Günümüzde modern bilim, uykunun kademeleri olduğunu ve bu kademelerin uyku boyunca birbirlerine geçtiğini keşfetti.

Beynin yaydığı dalgalar, bilinçli halle uyku halinde alfa, beta gibi farklı dalgaboylarında seyrediyor. Özellikle beyin REM (Rapid Eye Movement / Hızlı Göz Hareketleri) sırasında, saniyelerle ölçülebilecek kadar küçük bir zaman aralığında hızlı göz hareketleriyle düşlerini görüyor.

Düşlerimizi kimilerimiz anımsıyor, kimilerimizse hiç rüyâ görmediğini düşünüyor. Buna karşın herkesin REM uykusuna daldığını ve bu uyku sırasında aniden uyandırılan insanların uykuda beklenen dinlenmeyi sağlayamadığı deneylerle ispatlanıyor. Öyle ki, uzun süre REM uykusu olmadan yaşamak biçimi ciddi hayati sorunlar yaşatıyor.

Leonardo da Vinci, çok az uyurmuş. Gün içinde kısa kestirmelerle uzanıp dinlenirken, çalışmaya devam ederek yüzlerce projesini aralıksız yapabilmiştir. Uykusuzluğu bu kadar sistematik ele alıp disiplinli bir tarzla zamanı üretime dönüştürmüştür. Ya da REM uykusunun sürekli yaratıcılığını icatlarına taşımıştır.

Bu anlattıklarımızın çoğunu duyduk ya da okuyoruz. Ama bir de işin tuhaf kısmı var. Aklı başında incelememiz, heyecanlanmadan irdelememiz gereken veriler var. Rüya görmeyi bir kez daha incelemeliyiz.

BDA (Beden Dışı Aktivitiler) ve ÖYD (Ölüme Yakın Deneyimler) diye nitelendirebileceğimiz vakalar bu başlıkları oluşturuyor.

Kişi, kaza geçiriyor ve ameliyata alınınca bedeninin dışında uçtuğunu görüyor. Hastane dışında konuşan akrabalarını görüp cümlelerini duyuyor. Bir savaş sırasında ölümle karşılaşan bir asker, ansızın kendini bedeninin dışında buluyor ve yaklaşan düşman askerlerini görüp kaçıyor.

Bir sürü örnek vaka. Elbetteki hepsi için bilimsel veya mantıksal bir açıklama, belki de bir bahane bulunabilir. Biraz da mistiklerin sözleriyle astral alemi tanıyalım.

"Uykuda şu dört element çarmıhından kurtulurum;
Şu daracık yerden can yaylasına sıçrarım.” Mevlana, Mesnevi VI/222

"Gâh çıkarım gökyüzüne seyrederim âlemi
Gâh inerim yeryüzüne seyreder âlem beni" Yunus Emre

"Çocukluğum boyunca rüyalarımda başka kentlere gittiğimi gördüm. Bu, gençliğime kadar sürdü." Nikola Tesla

Astral madde nedir? Klasik Hint ruhsal bakış açısında ve Neospritüalizm'de üst üste bedenler ve dünyalar bulunur. Bir sıvının içinde erimiş gaz gibi aynı mekanda farklı titreşimlerde bir çok katman halinde dünyalar ve bedenler vardır. Fizik beden, eterik beden, aura, astral beden ve ruhsal beden olarak anlatılır bu katmanlar.

Her beden, farklı bir algı, farklı bir düzlem demektir. İnsan bilinci ve farkındalığı eş zamanlı olarak bunlarda bulunur. Tıpkı şu an bilinçaltınızın kalp atışınızdan tutun da şeker düzeyinize ve gelen milyonlarca algı bombardımanından sadece gerekli olanları arkaplanda yönetmesi gibi. Bilinç, bir sürgü gibi bu varoluş düzlemlerine kayabilir.

Garip olan şu ki; bilincimiz, rüyaları hatırlayamaz. Kısa kısa ve kuralları anlaşılmaz bir rüyalar dizisi beynin anladığı ilişkiler ve olaylar dizisine dönüştürülür. Bu, çok ilginç bir deneyimdir. Bir bilgisayara taşınabilir bir hafızayla bilgi getirip onun hafızasına aktarmak gibidir. Ama biz, böyle düşünmeyiz. Psikoloji, bilinçaltından yüzeye çıkan id bilincinin kimlikle örtüştüğünü ve kendi dili olan bilinçaltından örülü rüyaların anlaşılmaz bir örgüsü olduğunu öngörür. Düşler gün içindeki hayallerin, bastırılmış arzuların kendimizi içine düşerken bulduğumuz dünyasıdır. Fakat bilinçli görülen düşler?

Diyelim ki bir uyku laboratuvarındasınız. REM uykunuz başladığında beyin dalgalarınızı izleyen bir cihaz, ufak bir elektrik akımı vererek beynimize şu anda rüya görüyorsun mesajı gönderse ne olur?

Bu, aklımıza bir Elm sokağı kabûsunda uyanmak ve Freddy ile köşe kapmaca oynamayı getirebilir(!) Ancak deneyimleyenler, genellikle tam bilinçli rüya görmenin son derece beyaz ışıklı ve boş bir mekanda bulunmak anlamına gelebildiğini ve akıldan geçen hayâllerin görsel imgelere dönüştüğünü söylüyor.

Şu anda gözünüzün önüne bir elma getirin. Kırmızı, olgun, nefis bir elma. O elmayı zihin alanınızda canlandırmanız gibi birşeydir bu.

"Mevlana çocukluğunda bir gün ağabeyi ve Belh'in ileri gelen ailelerinin çocuklarıyla toprak damlar üzerinde oynuyormuş. Bu sırada bir çocuk, küçük Celâleddin'e: — Gel bu damdan öteki dama atlayalım... demiş. Celâleddin gülümseyerek: — Hayır, bu iş, kedi ve köpeklerin kolayca yapabileceği bir iştir. Eğer gücünüz yetiyorsa, böyle damdan dama değil, geliniz göklere uçalım, âlemleri seyredelim... diye cevap vermiş. Derler ki, küçük Mevlâna bu sözleri söyledikten sonra bir anda göğe sıçramış, çocuklar korkudan çığlığı basmışlar."

Astral, bir zamanlar dünyaya daha mı yakındı? Kadîm uygarlıkların, ismini dahi duymadığımız uygarlıkların insanları beyinlerinde rüya bilincini canlı tutarak, gündelik yaşamda kullanıyorlar mıydı? Bu uyanıklık bilinci ya da REM uykusunun bir türü, gündelik bilinci kaplamış mıydı?
KAYNAKLAR
http://www.parapsikolojik.org/viewtopic.php?f=19&t=22
forum.bilgenesil.com/psikoloji-sosyoloji.../94442-astral-ruyalar-alem
www.parapsikolojik.org/viewtopic.php?f=19&t=22
 
Bugün 768 ziyaretçi (2216 klik) kişi burdaydı!

Copyright © 2012 Gizemliilimler.Blogspot.com | Gizemli İlimler | Tüm Hakları Saklıdır | İBRAHİM KARAMAN | Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol