Marifetnâme
Erzurumlu İbrahim Hakkı
Önsöz
BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM
Sınırsız hamd, sayısız şükür, ebedî, senâ tek ve benzersiz olan Allah'a olsun. O, âlemlerin her işini, ezelî ilmiyle takdir edip, belirlemiştir. Cihanın görüntülerini, bitmez feyziyle tertip edip, tespit eylemiştir. Cihanın gül bahçesini, insan gülünün kokusuyla süslemiştir. Bütün cihanı insan için, insanı da kendisinin bilinmesi için var edip; eşyanın hakikatiyle mânâların inceliklerini hep insanda toplayıp, ortaya çıkarmıştır. İnsan ruhunu, "Câmi" ismine sûret yapmış, onu emânetlerin yüklenicisi ve sırların mahalli kılmıştır. Alemin bütününde olan nice bin hikmetine, âlimleri vâkıf eylemiştir. Cihan kitabının her bir harfinden, marifetinin belirtilerini mütalaa edenleri ârif eyleyip, gönül âlemine dalan kullarını, kendi huzurundaki Kâbe'de ibadet edici eylemiştir. Salavatların en faziletlisi, tahiyyatların en mükemmeli, teslimatların en güzeli, kâinatı efendisi, yaratıkların en şereflisi, varlıkların hülasası Peygamberimiz (S.A.V.) hazretlerinin en büyük ismine ve akl-i evvel olan en mükemmel ruhuna olsun ki; O, "Sen olmasaydın, sen olmasaydın felekleri yaratmazdım," hitabıyla yüceltilmiştir. O, halkı cehalet karanlıklarından, hidayet nurlarına çıkarmıştır. Kendi nefsini bilen ümmeti, Hak bilgisini bulmuştur. Selam ve hürmet onun ashabına olsu ki, onlar, sözlerinde, işlerinde, imanlarında ve ahlakın her hususunda ona uyup, iman nuru ve irfan huzuruyla gönülleri dolmuştur. Allah'ın rızası, hepsinin üzerine olsun.
Bu hakir ve hakiki fakir İbrahim Hakkı, bu kitabı, aziz ve şerif mahdumu Seyyit Ahmet Naîmî için kaleme alıp, ona hitap eder ki: Allah, seni her iki cihanda aziz etsin. Öncelikle malum olsun ki, Hak Teala iki cihanı insanoğulları için ve insanoğullarını da ancak kendisini tanımaları için yarattığını cümleye duyurmuştur. Nitekim lütuf ve keremiyle: "Ben gizli bir hazineydim, bilinmeyi sevdim ve beni tanımaları için varlıkları yarattım," buyurmuştur. Şu halde âlemin ve insanın yaratılmasından nihaî maksat ve yüce istek, Mevla'nın bilinmesidir. Bu ebedî devlet ve tükenmez saadet, her şeyden öncedir. Ancak bu, nefsini bilmeye bağlı olup, nefsini bilmek de bedeni bilmeye dayanır. Bedenin bilinmesi, âlemin bilinmesiyle olur. Alemin bilinmesi ise hakiki ilimlerledir. Bu sebepten dolayı bir miktar astronomi ve felsefeden alıp toplayarak, bir miktar anatomi ilminden devşirip seçerek, bir miktar da kalp ilmi ve irfandan iktibas edip ele alarak, bu güzel kitabı, Türk diline tercüme edip, bir mukaddime, üç kitap ve bir sonuç üzere telif ve tasnif ettim. Mukaddimesi, geniş İslam bilgisi, dünya ve ahiret âlemlerinin özetidir. İlk kitap, âlemin durumu, eşyanın ve görüntülerin tafsilidir. İkinci kitap, şekiller bilgisi, bedenlerin terkibi ve insan nefsinin mahiyetidir. Üçüncü kitap, irfana ulaşma keyfiyeti, Allah'a varmanın hakikatidir. Sonuç, âdap ve erkân bilgisi, dostların sohbeti, akrabalıklar ve komşuluklardır. Tertip ve tanzimi böyle yaptım ki, evvela mukaddimeden, açık âyetler ile sabit olan kâinatın acayip durumlarını özet olarak öğrenip, iki cihanın hallerinin garabetlerini yakinen bildikte; bütün bir itimatla tam itikat edip, cümlenin yaratıcısını ve düzenleyicisini bilesin. Büyüklük ve kudretini fikredip düşünesin. Bundan sonra birinci kitaptan Yaratıcının güzel sanatlarını âlemin ufukları içinde ayrıntılarıyla seyredip, cihanın sırlarına vâkıf oldukta; âlem insanın kabuğu, insan âlemin dili olduğunu bilip, cümleden âsûde olasın, kendi kendine gelesin. Bundan sonra ikinci kitaptan Yaratıcının kudretinin şaşırtıcılığını, kendi cisim ve canında toplu olarak görüp, büyük âlemde her ne varsa, hepsinin benzerini kendi vücudunda buldukta; vücudun bir küçük âlem olduğunu bilip, kendi nefsine gelesin. Nefisler âleminde, Mevla'yı temaşa kılasın ve kendi ruhunu, vücudunun ikliminin sultanı bilip, kadr ve kıymetine vâkıf olup, nefsi tanıma mertebesini bulasın; kendi âleminde sultan olasın. Bundan sonra üçüncü kitaptan kalplerin evirip çeviricisi Allah'ın acayip ilhamlarını, garip tasarruflarını, zat ve sıfatının kalplere yakınlığı, en büyük âlem olan gönülde kesin bilgiyle bilip, masivadan (Allah'tan başkalarından) âzat olup, her şeyi unutup, her şeyi çekip çevirici bir onu buldukta; vahdet, âlemine erip, o tek ve yegâne Allah'ın birliğini basiretinle katiyetle görüp, Allah'ı tanıma devletine eresin. Allah'a yakınlığın saadetini kesinlikle bilip, hududunu koruyup kollayarak, Hüda'nın yaratıklarına sevgi ve şefkatle, kalplerin sevgilisi oldukta; selametle toplumu gönlünce bulasın. Rahatla âlemin azizi olasın. Çünkü bu kitab-ı şerifte nizam, bu güzel üslup üzere tamam olup, alıcı gözüyle mütalaa edenleri, Mevla'nın âyetlerinin hakikatini bildirmiştir. Bu kitabın adı "MARİFETNAME" olup, bitiş tarihi: 1170'e, yetmiştir. (1170 H./1756 M.) [1]
İçindekiler
Marifetnâme 1.Bölüm
Marifetnâme 2.Bölüm
Marifetnâme 3.Bölüm
Marifetnâme 4.Bölüm
Marifetnâme 5.Bölüm
Marifetnâme 6.Bölüm
Marifetnâme 7.Bölüm
Marifetnâme 8.Bölüm
Marifetnâme 9.Bölüm A
Marifetnâme 9.Bölüm B
Marifetnâme 10.Bölüm A
Marifetnâme 10.Bölüm B
Marifetnâme 11.Bölüm
Marifetnâme 12.Bölüm
Marifetnâme 13.Bölüm
Marifetnâme 14.Bölüm
Marifetnâme 15.Bölüm
Marifetnâme 16.Bölüm
Marifetnâme 17.Bölüm
Marifetnâme 18.Bölüm
Marifetnâme 19.Bölüm
Marifetnâme 20.Bölüm
Marifetnâme 21.Bölüm
Marifetnâme 22.Bölüm
Marifetnâme 23.Bölüm
Marifetnâme 24.Bölüm
Marifetnâme 25.Bölüm
Marifetnâme 26.Bölüm
Marifetnâme 27.Bölüm
Marifetnâme 28.Bölüm
Marifetnâme 29.Bölüm
Marifetnâme 30.Bölüm
Marifetnâme 31.Bölüm
Marifetnâme 32.Bölüm
Marifetnâme 33.Bölüm
Marifetnâme 34.Bölüm
Marifetnâme 35.Bölüm
Marifetnâme 36.Bölüm
Marifetnâme 37.Bölüm
Marifetnâme 38.Bölüm
Marifetnâme 39.Bölüm
Marifetnâme 40.Bölüm
Marifetnâme 41.Bölüm
Marifetnâme 42.Bölüm
Marifetnâme 43.Bölüm
Marifetnâme 45.Bölüm, A
Marifetnâme 45.Bölüm, B
Kaynaklar
[1]www.sevde.de/marifetname/Marifetname.htm