2012'nin Gizemi: MARDUK
12'nci gezegen Marduk'un 7 yıl sonra Dünya'ya doğal felaket getireceğini iddia eden Rus uzman Sitchin'den SABAH'a özel.
NUH TUFANI GİBİ OLUR
Marduk, 3 bin 600 yılda bir Dünya'ya teğet geçer. Maya takvimine göre yeni ziyaret 2012'de. Gezegenin neden olduğu en büyük felaket 13 bin yıl önceki Nuh Tufanı'ydı. Benzeri olabilir.
Hititler ve Asurlar Marduk'u kil tabletlere resmetti. O tabletler İstanbul'daki müzelerde.
Marduk, ikinci Nuh Tufanı'nı yaşatacak
'12. Gezegen Marduk' kitabıyla tanınan Zecharia Sitchin, Marduk'un 2010'lu yıllarda dünyanın yakınından geçeceğini ve bu esnada yeni bir 'Nuh Tufanı'nın' daha yaşanacağını iddia ediyor. Marduk gezegeninin yörüngesinin uzunluğu nedeniyle ancak 3 bin 600 yılda bir dünyayı ziyaret edebildiğine inanılıyor. Sümerler tarafından 'Nibiru' olarak adlandırılan gezegenin, bugüne kadar sadece 1983 yılında IRAS kızılötesi teleskopu sayesinde görülebildiği iddia ediliyor. Maya takvimine göre, 2012 yılında dünyaya yakınlaşacak olan Marduk'un, tıpkı 13 bin yıl önce olduğu gibi dünyaya felaket getireceği öne sürülüyor. Dünyada Nuh Tufanı benzeri yeni bir felakete yol açacağını öne sürdüğü, '12. Gezegen Marduk'u 'meşhur eden' ünlü Rus araştırmacı-yazar Zecharia Sitchin, SABAH'a konuştu. Gezegenin 2010'lu yıllarda dünyaya yaklaştığında büyük bir felaket yaşanacağını söyleyen Sitchin, "Balık burcu çağı bittiğinde, Marduk kapımıza dayanmış olacak. Daha önce geldiğinde Nuh Tufanı yaşanmıştı" diye konuştu. Zecharia Sitchin sorularımıza çarpıcı yanıtlar verdi.
* Kitaplarınıza da konu ettiğiniz, bilinmeyen bir gezegenin 2012 yılında dünyamıza çarpacağı yönündeki tartışmalar hakkında ne söyleyebilirsiniz? 'X gezegeni' adını da verebileceğimiz bu gezegenin uzun ekliptik yörüngesi her 3 bin 600 yılda onu dünyamıza yakınlaştırıyor ve dünya üzerinde felaket etkisi yaratıyor. Gezegenin en büyük felaketi ise 13 bin yıl önce gerçekleşen büyük tufandır. Buna "Nuh Tufanı" denmesinin nedeni de İncil'de ve Sümer yazıtlarında bahsinin geçmesi. İnsanoğlu kurtuldu çünkü tufanın kahramanı bir gemi inşa etti ve Ağrı Dağı'nın zirvesine erişti. Bu bağlamda Marduk'un neden olduğu felaketin, Türkiye ile bağlantılı olduğunu söyleyebiliriz.
1983'TE TELESKOPLA GÖRÜLDÜ
* Hangi uygarlıklar bu gezegenden haberdardı? Bu konu hakkında ilk bilgi sahibi olan Sümerlerdi. Ayrıca Babiller, Hititler ve Asurlular gezegenden haberdarlardı. Sümerler gezegeni 'Nibiru' Babiller ise tanrıların ismi olan 'Marduk' olarak adlandırdılar. Mısır ve Filistin'de gezegen 'kanatlı yuvarlak' olarak tarif ediliyor. İstanbul ve Ankara'daki arkeoloji müzelerini gezenler, yüzlerce yıllık birçok yapıt üzerinde bu sembolü görebilirler.
* O zaman neden kitabınızda bu gezegen '12. gezegen' diye yer alıyor ve neden 'bilinmeyen' olarak nitelendiriyorsunuz? Sümerler bu gezegeni, güneş sistemimizde güneş, ay ve bilinen 9 gezegene ek olarak algıladılar ve güneş sisteminin 12. üyesi olarak kabul ettiler. Bununla beraber Akatlar şimdi Berlin müzesinde yer alan silindir bir mühür üzerinde güneşin merkezde olduğu ve bütün gezegenlerin gösterildiği bir güneş sistemi resmetti. Bu gezegen uzun ekliptik yörüngesi yüzünden teleskoplarla görülmüyor. Fakat 1983 yılında IRAS kızılötesi teleskopu onu görmeyi başardı.
ZECHARİA SİTCHİN ve 2012
Bir zamanlar dünyamızda yaşamış olan üstün bir ırkın varlığını açıklayan son derece şaşırtıcı kanıtlar, artık gün ışığına mı çıkıyor? Yıldızlardan gelen ziyaretçiler yüz binlerce yıl önce dünyamıza gelip değerli bir türü ortaya çıkartacak olan genetik tohumu mu ektiler?Otuz yıllık yoğun bir araştırmanın sonucu olan 12 Gezegen ve devamı olan Zecharia Sitchin'in tartışmalar yaratan Dünya Tarihçesi dizi halinde ülkemizde de yayınlanıyor.Bu kitaplarda insanoğlunun dünya dışındaki atalarının varlığı hakkında kanıtlar ileri sürülüyor.Dünyanın Göksel Ataları mı vardı? Varsa onları kanıtlayacak belgeler yeterli mi? Yoksa daha başka belgeler ve kanıtlarda mı ortaya çıkacak…Irkların değişiminde bilmediğimiz kozmik müdahaleler mi var?Maymunumsudan insana nasıl geçtik? Sümer, Babil, Asur, Aztek, İnka, Maya ve ünlü piramitler hangi sırları taşıyor?
Bu soruların yanıtları hepimizin merak konusu. Bu tip konuları araştırmak isteyen geniş mantaliteye sahip, özgür insanlar için kaçırılmayacak bir fırsat Sitchin'in kitapları…Üstelik Türkçe'sini bulmak da mümkün… Zecharia Sitchin 12 Gezegen adlı eserinde dünya tarihçesiyle ilgili olarak şunları söylemiş; “ Geneline bakıldığında, M.Ö. 11.000'lerde başlayan çağı Orta Taş Devri değil de Evcilleştirme Devri diye adlandırmak daha uygun olacaktır. Sadece 3600 yıl içinde, ki sonsuz başlangıç açısından bakıldığında bir gecede sayılır, insan bir çiftçi oldu ve yabani bitkiler ve hayvanlar evcilleştirildi. Derken, yeni bir çağ başladı. Bilginlerimiz bunu Yeni Taş Devri (Neolitik) diye adlandırır ama bu terim, M.Ö. 7500'lerde çömlekçiliğin ortaya çıkışı olan ana değişiklik nedeniyle hiç de uygun değildir.
Bilginlerimiz için hala anlaşılmaz olan, ama tarih öncesi hikayemize devam ettikçe ortaya çıkacak sebepler yüzünden, insanın uygarlığa doğru yürüyüşü, M.Ö. 11.000'lerden birkaç bin yıl sonra, Yakın Doğu'nun yaylalarıyla sınırlanmıştır. Kilin birden çok amaç için kullanılabileceğinin keşfi; insanın dağlardaki evinden daha aşağıya, çamurla dolu vadilere inişiyle aynı zamana rastlar.
M.Ö. yedinci bin yılda, Yakın Doğu'nun uygarlık yarım dairesi çok sayıda araç gereç, sislemeler ve heykelcikler üreten kil veya çömlek kültürleriyle kaynamaktadır. M.Ö. 5000'lerde Yakın Doğu süper kalitede ve şahane tasarımlarla kil ve çömlekçilik nesneleri üretiyordu.
Ama ilerleme bir kez daha yavaşladı ve M.Ö 4500'de, arkeolojik kanıtlar göstermektedir ki, gerileme her yanda mevcuttu. James Melaart'a göre “Kültürde genel bir fakirleşme vardı”; bazı kazı alanları “yeni fakrı zaruret döneminin” izlerini taşırlar. İnsan ve kültürünün gerilemekte olduğu açıktır.
Derken, birdenbire, beklenmedik, izah edilemeyen bir biçimde, Yakın Doğu hayal edilebilecek en büyük uygarlığın, bizimkinin köklerinin de sıkı sıkıya bağlı olduğu bir uygarlığın doğuşuna tanık oldu. Gizemli bir el, bir kez daha insanı gerileyişinden çekip çıkarmış ve onu çok daha yüksek bir kültür, bilgi ve uygarlık seviyesine yerleştirmişti.” [1]
Kaynaklar
[1] Sabah Gazetesi